Hikmetli Sözler

İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinden Hikmetli Sözler

İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinden Hikmetli Sözler

İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinden Hikmetli Sözler

Hak yoluna adım atanın ilk işi itikadını düzeltmektir. Bu da ancak Ehl-i sünnet ve’l-cemâat âlimlerinin, Kur’an ve Sünnet’ten elde ettikleri ilme göre olur.

Kalp temizliği, Kur’an ve Sünnet’e uymak, bid’atlardan kaçmak ve nefsin kötü arzularından sakınmakla olur.

Alimlerin en üstünü âlemin en üstünü, âlimlerin en kötüsü âlemin en kötüsüdür.

Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) tabi olmak, bid’atlardan uzak durmak ve dinde ihlâslı ve samimi olmak gerekir.

Hakikati şeriatın dışında arayan sufi, hayalin peşinde koşmaktadır.

Keşif ve ilham, din ilmine uyduğu zaman makbuldür, uymazsa ona itibar edilmez. Bir ilmin ve içtihadın doğruluğu ilhamla değil, Kur’an ve Sünnet’le ölçülür.

Tam bir ehliyete ve ilmi dirayete sahip olmadan, kendi başına Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarmak ve onunla amel etmek caiz değildir.

Yolun selametle gidilmesi için you çok iyi bilen, kâmil bir mürşid gereklidir. Böyle bir mürşidin beraberliği olmadan ilâhi huzura adım atmak hiç de kolay değildir.

Kişi sevdiği ile beraberdir hadisi gereğince Allah’ı seven arifler de hep O’nunla beraberdirler.

Cenâb-ı Hak tarafından kulları irşad görevi verilmiş bir mürşid, insanlık için bulunmaz bir nimettir. Onun kelamı kalbe deva, nurlu nazarı nefse şifadır.

İslâm’ın ve müslümanların aziz olması, küfrun ve kafirlerin zelil düşmesine bağlıdır.

Tasavvuf ve hakikat menzillerini aşıp geçmekten maksat, rıza makamı için gerekli olan ihlâsın tahsilidir, başka şey değildir.

Dinimiz dünya ve ahiretin mutluluğunu garanti etmiştir. Ancak bunun gerçekleşmesi için imandan sonra herkese şu üç vazife düşmektedir: İlim, amel ve ihlas.

Hak mezheplerin hükümleriyle amel etmeden, kalp Allah’tan gayrı unutacak derecede zikir içinde kaybolmaz.

Şehvetlerine uyar, kin, kavga, hile, düşmanlık, tuzak ve nifakla meşgul olursan bil ki şeytanların mertebesine inersin.

Tasavvuf yoluna girmekten maksat, hakiki imana ulaşıp, ilahi emir ve hükümleri muhabbetle uygulamaktır.

Kişinin olgunlaşması için insanların eziyet ve cefasına sabretmesi gerekir.

Edebi gözetmek zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk’a kavuşamaz.

Ölmek felaket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek felakettir.

Gönlünden mal, makam, evlat ve nefis sevgisini sür çıkar. Halkın hizmetinde ol. Onları incitme.

Sûfîlerin özel olarak üzerinde durduğu tasavvuf ve hakikat ilimleri dinin hizmetçisidir ve bütün seyr-ü sülükten maksat ihlâsın elde edilmesidir.

Küfrün gırtlağa dayandığı zamanda Allah Teâlâ kullarından şu üç şeyi ister: Zikre, ilim öğrenmeye ve mürşidin verdiği ödevlere devam etmek.

Edeplerden bir edebi muhafaza edip, tenzihi bile olsa bir mekruhu terketmek; zikir, tefekkür, murakebe ve teveccühten kat kat üstün ve çok daha faziletlidir.

Annenin evladına faydasının olmadığı kıyamet günü için hazırlık yapın.

Saadet, ömrü uzun ve ibadeti çok olanındır.

Salih amel olmadan kalbin iyiliğinden söz etmek boş bir iddiadır. Bedensiz ruhun varlığı düşünülemediği gibi, salih amelsiz de kalbin selâmeti düşünülemez.

Küfürün gırtlağa dayandığı zamanda Allah Teâlâ kullarından şu üç şeyi ister: Zikre, ilim öğrenmeye ve mürşidin verdiği ödevlere devam etmek.

Az veya bütün işlerde âlimlere müracaat edip, onların verdiği fetvaya uygun amel et.

Tasavvuf ve hakikat menzillerini aşıp geçmekten maksat, rıza makamı için gerekli olan ihlâsın tahsilidir, başka bir şey değildir.

İmâm-ı Rabbânî (k.s)


İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinden Hikmetli Sözler
Hikmetli Sözler
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri (kûddise sırruhû)

Bir Yorum Bırak