Muhabbet Divanı

Yunus Emre – Onda Mana Bulasın

Yunus Emre - Onda Mana Bulasın

Yunus Emre – Onda Mana Bulasın Şiiri

Suretten gel sıfata, onda mana bulasın,
Hayallerde kalmagıl, erden mahrum kalasın.

Bu yolda acayip çok, sen acebe aldanma,
Acayip anda dost ola dost yüzünü göresin.

Aşk kuşağın kuşangıl, dostun yoluna vargıl,
Mücahede çekersen müşahede göresin.

Bundan aşkın şehrine üç yüz deniz geçerler,
Üç yüz deniz geçüben yedi tamu bulasın.

Yedi tamuda yangıl, her birinde kül olgıl,
Vücudun orda kogıl, ayrık vücut bulasın.

Hakikattır Hak şarı, yedidir kapıları,
Dergâhda yazılıdır, gidip kudret göresin.

Evvelki kapısından bir kişi olur orda,
Sana eydür; “beri gel”, olmaya ki varasın.

İkinci kapısında iki tane arslan var,
Niceleri korkutmuş, olmasın ki korkasın.

Üçüncü kapısında üç evren vardır orda,
Sana hamle ederler, olmasın ki dönesin.

Dördüncü kapısında dört pirler vardır orda,
Bu söz sana rumuzdur, gör ki delil bulasın.

Beşinci kapısında beş ruhban vardır orda,
Türlü meta satarlar, olmasın ki alasın.

Altıncı kapısında bir huri oturur orda,
Sana eydür; gel beri, olmaya ki varasın.

Çün sen anda varasın, o huriyi alasın,
Bir vayadan ötürü yolda mahrum kalasın.

Yedinci kapısında yediler oturur orda,
Sana derler kurtuldun, gir dost yüzün göresin.

Çün içeri giresin, dost yüzünü göresin,
“Enel Hak” şerbetini dost elinden içesin.

Şu dediğim sözlerim vücuttan taşra değil,
Tefekkür kılar isen cümle sende bulasın.

Yunus işbu sözleri Hak varlığından söyler,
İster isen kanını miskinlikte bulasın.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

suret: biçim, görünüş. yazı ya da resim kopyası.
sıfat: bir kimsenin görev, ödev bakımından, toplumsal ya da hukuksal yönden yeri ve özelliği. yüz, kılık ve dış görünüş.
mana: içyüz. akla yakın sebep. rüya, düş.
mücahede: Allah yolunda savaşmak. Sâlikin nefis, şeytan ve düşmanla mücadele etmesi anlamında tasavvuf terimi.
müşahade: görme, gözlem.
tamu: cehennem.
hakikât: zahirin ardındaki örtülü ve gizli mana, dinî hayatın en yüksek seviyede yaşanarak ilâhî sırlara aşina olunmasıdır.
şar: kent, belde, şehir.
ruhban: râhipler sınıfı, râhipler.
meta: (metaın) sermaye, mal, ticaret malı.
huri: cennet kadınlarını ve bu kadınların güzelliğini ifade eden bir tabir.
vaya: yararsız.
tefekkür: bir şey hakkında iyice düşünmek, bir işin sonucunu hesaplamak anlamında terim.
miskin: çok uyuşuk olan; hiç veya yeteri kadar malı olmayan kimse, zelil, zayıf. Tasavvuf. Kulun, gerçek zenginin Cenâb-ı Hak olduğunu ve kendisinin O’na karşı mutlak bir ihtiyaç içinde bulunduğunu bilmesi durumu.


Yunus Emre – Onda Mana Bulasın Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Divân-ı Muhabbet
Yunus Emre Divânı

Bir Yorum Bırak