Muhabbet Divanı

Yunus Emre – Anma mısın Sen Şol Günü Cümle Alem Hayran Ola

Yunus Emre - Anma mısın Sen Şol Günü Cümle Alem Hayran Ola

Yunus Emre – Anma mısın Sen Şol Günü Cümle Alem Hayran Ola

Anma mısın sen şol günü cümle alem hayran ola,
Nidesini bilemeyip bî-hod u ser – gerdân ola.

İsrâfil sûrunu ura hep mahlûkat yerden dura,
Deriliben haşre vara kadı anda Sübhân ola.

Zebâniler çeke tuta ilete tamuya ata,
Deri yana sünğük tüte katı ulu efgan ola.

Mâlik çağıra tamuya çekip meydana getire,
Allah korkusundan tamu zârî kılıp nalan ola.

Dağlar yerinden ırıla gökler heybetten yarıla,
Ildızlar bağı kırıla düşe yere galtân ola.

Yazıklar müzdler dartıla anca perdeler yırtıla,
Bilmediğin günahların anda sana ayân ola.

Yunus aydur: İşbu sözü erenlere toprak yüzü,
Diler Hakk’ı göre gözü inâyet ger andan ola

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

şol: şu
bi-hod: kendini yitirmiş, kimsesiz, kendine sahip olamayacak derecede mest, kendinden geçmiş olan kimse
ser: baş, kafa
gerdân (gerden): dönen, dönücü
ura: ilmek yapmak
mahlukat: yaratıklar
haşr: bir şeyi mekân ve meskenden çıkarmak, toplamak, bir araya getirip sevk etmek; bütün canlıların yeniden diriltilerek mahşerde, hesap vermek üzere toplanmasıdır
Sübhân: eksikliklerden uzak ve mükemmel sıfatlar sahibi olan Allah
zebani: cehennemde görevli olan melekler
tamu: cehennem
sünğük: kemik
efgan: ıstırap ile haykırma, bağırıp çağırma; inleme, bağrışma, feryat
malik: cehennem meleklerinin en büyüğü, amiri, bekçisi; sahip, iye
zârî (zari): hüngür hüngür
nalan: inleyen, sızlayan, feryat eden
ırılmak: ayrılmak
ıldız: yıldız
galtan: yuvarlanan
yazık: günah; kınama veya üzüntü anlatan bir söz
müzd: karşılık
ayân: belli, açık, Osmanlılar’da bir kentin ileri gelenleri; meclis üyesi
eydür: der ki
inayet: yilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf.


Yunus Emre – Anma mısın Sen Şol Günü Cümle Alem Hayran Ola şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Divân-ı Muhabbet, Yunus Emre Divânı

Bir Yorum Bırak