Fatih Sultan Mehmed Han Sözleri

Fatih Sultan Mehmed Han Sözleri

Evet, pаdişаh benim. Ancаk siz yine de çiçekleri onа veriniz. Çünkü kendisi benim hocаmdır.

Hakiki sanat, muhteşem bir şehir vücuda getirmek ve halkının kalbini saadetle doldurmaktır.

Ben Fatih Sultan Mehmed Han. Bir gece ansızın gelir, krallığınızı imparatorluğuma katarım.

Benim kanım ile yükselecekse Resûlullah sallallahu aleyhi vesselamın dini vallahi bir an durmasın doğrasın kılıçlar beni.

Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım!

Hayatım boyunca Allah’ın emirlerinden dışarı çıkmadım. Allah’ın rızasını kazanmak için uğraştım. Tek gayem bu idi.

Şeyhim Akşemseddin hazretleri ile beraber yaptığım zikrin lezzetine dünyaları bile değişmem. Eğer şeyhim izin verseydi zikir yolunu tercih eder, saltanatı terk ederdim.

Biz toprakları değil, gönülleri fethetmeye gidiyoruz.

İmkânın sınırını görmek için, imkânsızı denemek lazım.

Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.

Ceneviz tüccarları serbestçe gezip ticaret yapabilirler. Yeniçeri ordusuna katılmak üzere, çocuklarını almayacağız. Dinimizi kabul etmeyenlere karşı asla cebir kullanmayacağız.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek yaşattığınız yılanların, bir sonraki hedefi siz olursunuz.

Onlar boğazı zincirleyecek kadar zekiyse, biz de gemileri karadan yürütecek kadar deliyiz.

Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.

Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.

İmparatoruna söyle, benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz!

Savaş herkesle, barış ancak onurlu insanlarla yapılır.

Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim.

Baykuştan pervâmız yok, biz şahinler sürüsüyüz.

Zaferin sırrı Hazreti Peygamber’in (s.a.v) izini takip etmektir.

Bu zahmetler İslam dini yolunadır ki ahirette Allah’ın karşısına çıkınca utanmayalım diyedir. Zira bizim elimizde İslam kılıcı vardır. Eğer biz zahmete katlanmazsak bize gazi demek yalan olur.

Öncesinde hayali kurulmamış hangi iş başarılmış söyle bana?

İstanbul’da edindiğim yerleri, ecnebilere satanlar Allah’ın gazabına uğrasınlar.

Şunu iyi belleyin! Bir Müslüman, düşmana karşı verdiği cenk içre vurulup düşmekle zahiren yenilmiş görünebilir; değişmez hakikat ise şehadetinin nuruyla ebedi zaferini taçlandırdığıdır.

Her ne kadar kusurun çok ise de Ey Avnî; yine de merhametlilerin en merhametlisi olan Allahu Teala‘nın af ve mağfiretinden, yardımından ümidini sakın kesme; zira bu çok daha büyük suç olur!

Yaramaza kendi belası yetişir! Son gülen biz olacağız!

Gidin, İmparatorunuza bu hükümdarın daha öncekiler gibi olmadığını söyleyin. Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onun hayalleri bile erişemez!

Bir dem gelir bir tekmeyle dünyaları yıkacak olursun, bir dem gelir yerdeki karıncaya mağlup olursun. Güç hayvanda bile mevcut. Akıl sadece anahtar… Asıl olan anahtarın açacağı kapılardır.

Harp hiledir bilirim ama hile de kalleşlik demek değildir.

Bizimle saltanat dâvâ edermiş ol Karâmânî.
Hüdâ fırsat verirse ger kara yere karam ânı.

Ülke idare etmek Sırat Köprüsü’nü aşmak gibidir, amelini kavi tutmayanların ayakları sabit kalamaz.

Kendini beğenmişlik uğursuz bir şeydir, eldeki güç onu besler ve haset insanoğluna daha doğduğu andan itibaren pençesini geçirir. Bu iki kusur insanı canavar haline getirir; cinayetlerin yarısı kendini beğenmişlikten, öbür yarısı hasetten gelir!

Âşığın hem gecesi hem gündüzü eziyet olursa kayda değer olur. Huzur; rahatta değil rahatsızlıkta bulunmalı. Yoksa ne ehemmiyeti olur ki?

Aşık eğer sevgilisinden bir lütfa kavuşmazsa onu hiçbir ilaç iyi edemez.

Her ne kadar eziyet görse, ızdırap görse, herkes ona alay ederek gülse de aşığın vefası artmalı, âşık sadakatten ayrılmamalıdır.

Âşık dediğin ayrılık ateşiyle ağlamalıdır, o derece ki gözlerinden yaş yerine kan akması lazımdır ve gerekir.

Cesaret itaatin, cüret ise kibrin çocuğudur.

— Fatih Sultan Mehmed Han (rah.)